Tuesday, December 22, 2009

Meslekte 50. Yıl Plaketi

Bir gün annem dedi ki, E.Ü. Ziraat Fakültesi, meslekte 50. yılı dolanlara plaket verecekmiş, dedemi de çağırmışlar. Ama o gün annemin işi varmış, bana 'sen eşlik eder misin dedene' dedi, ben de tabi dedim doğal olarak, neden demeyeyim ki? :)
Dedem o aralar evden çok uzaklaşmıyor, fakat bahçe işleriyle uğraşabiliyordu, yine vardı gücü. Bahçe girişine yakınlaştığımda camekandan dedemi gördüm. Jilet gibi giyinmişti. Yanlış hatırlamıyorsam gri takımını giymişti. Kasket + bastonu da yanındaydı. Dedem oraya kadar yürüyemeyeceği ve sanırım taksi tutması davetli bir kişi olduğu için uygun olmayacağı için, ona araba yollamışlardı. Araba geldi dedemin evinin önünde durdu. Bindik arkaya. Dedem, kasket kafasında, boyu uzun olduğu için bacakları bükük ve dizleri yüksekte, iki bacağının arasına koyduğu bastonunu, her zamanki gibi kaldırıp çevirip bırakıyor, kaldırıp çevirip bırakıyor. Ufak çevirmelerden bahsediyorum. Bilen anlayacaktır, tarif edemedim. Bastonu her kaldırışında 270 derecelik bir açı ile döndürüp bırakıyordu kısaca. Ziraat Fakültesinin konferans salonuna geldik, yerimizi aldık. Yerimizi alırken, dedemi tanıyan insanlar tek tek dedeme selam verdi, dedem onlarla kaynattı. Keşke diyorum, fotoğraf makinemi alsaymışım.
Dedem kürsüye üçüncü ya da dördüncü çağırıldı sanırım, ondan önce çıkan ve plaket alan insanlar çok sıkıcıydı, fakat dedem kürsüde iki fıkra anlatıp milleti kırıp geçirdikten sonra aşağı indi. O fıkraları keşke şimdi hatırlasaydım :) ama hatırladıklarımı buraya yazacağım.

No comments:

Post a Comment