Dedemi son görüşümden üç dört kez önce, tam biz giderken, dedem beni durdurup "seni seviyorum" dedi. Ben de. dedim. Sonra giderken de ağladım.
Dedem çoğunlukla iyileşmek üzerine odaklıydı. Gün be gün daha çok yatağa hapsolmasına rağmen ayağa kalkmaktan bahsediyordu. Yanında yatarken sadece bir kere "Nolcak bu halim" derken yüzündeki üzüntüyü gördüm, o kadar. Hiç o gerçekten gidecekmiş gibi ciddiyetle konuşamadık ki dedemle. Evde kendimi toparlayıp çalışıp hazırlanıp, bir sonraki gidişimde de ben dedeme "seni seviyorum" dedim. Ufak bi üzüntü gördüm yüzünde sonra geçti.
Bazen boşluğuma geliyor içimden "yeter bu yokluk, artık geri gelsin" düşüncesi geçiyor. Sanki uzakta gezilere gitmiş gibi. eheh. Ya da yüzbinlerden dedem geri gelsin diye imza toplarsam gelirmiş gibi geliyor kısa bi milisaniye boyunca.
neyse böyle işte. keşke dedemle kaçamak kaçamak seni seviyorumlaşmasaydık. bana son bir şeyler deseydi keşke.
No comments:
Post a Comment